Kemal Amcanın isyanı;
Bir gurbetçi vatandaş olarak benim de sosyal haklarım olsun!
Ülkemdeki emekli olma hakkıma dokunmayın!
60 yaşındayım ve bir yıl sonra emekli olacağım. Tam 39 yıldır iş hayatındayım. Bir yıl sonra Danimarka Kraliçesinden 40 yıllık hizmetim karşılığı takdir belgesi ve bir buket çiçek alacağım.
Danimarka’daki hizmetlerim karşılığı tabiki emeklilik haklarım olacak. Bu ülkeye yıllarımı verdim. Bu ülke bana huzur verdi güvenli yaşam verdi refah verdi…sağlık hizmeti sundu eğitim hizmeti sundu… Türkiye’de hastalandım masraflarımı ödedi, gerekirse acil Danimarka’ya getirdi.
Her yıl düzenli olarak yazları memleketimize gittik. Anne babamızı akrabalarımızı ziyaret ettik, düğünlere katıldık takılarımızı taktık, ev yaptırdık, vergiler verdik, birikimimizi Türk Bankalarına yatırdık, askerlik hizmeti karşılığı döviz yatırdık ve kısa dönem askerlik yaptık, evlerimizde eş dost neredeyse kira vermeden yıllarca oturdular, yoksul olan aile üyelerimize destek olduk bazen birkaç ailenin geçimine katkıda bulunduk, bulunuyoruz, tatillerimizi Türkiye’de yaptık yapıyoruz, halen yatırımlarımızı ülkemizde yapıyor birikimlerimizi ülkemize aktarıyoruz. Daha ne yapalım?
Emekli olduktan sonra kesin dönüş yapıp ya da süresiz ülkemde yaşamak istiyorum. Ömrümün son döneminde ülkemde yaşarken bir sosyal güvencem olsun istiyorum.
Biz gurbetçiler Türkiye’de emekli olan bir kardeşimiz kadar, belki de onlardan daha fazla katma değer yaratmışızdır.
Bütün bu yaptıklarımıza karşın ne almışız? ‘Almancı’ muamelesi görerek dışlanmışız, zaman zaman horlanmışız. Gurbetçiler olarak kısmen din hizmetleri dışında neredeyse hiçbir hizmet almamışız ülkemizden. Ülkemizdeki seçimlere tercihlerimizi yansıtmak için konsolosluklarda kurulan seçim sandıklarına bazı durumlarda 200-300 km yol kat ederek vatandaşlık görevini yerine getirmişiz.
Bir de 3201 sayılı yasa çerçevesince yurtdışı hizmetlerin sosyal güvenlik bakımından değerlendirilmesi suretiyle borçlanma yaparak Türkiye’de Emekli olabiliyorduk.
Emekli olurken de kişilerin yaşı, ilk işe başlama veya yurt dışında ikamet etmeye başlama, ülkeler ile yapılan sosyal güvenlik anlaşmaları, bulunduğun ülkede sosyal yardım almama, çalışmama gibi kurallara bakılarak borçlanılacak miktarlar belirleniyordu. Yapılan borçlanmalar sonrası kişilerin Türkiye’de sigortalı olma durumlarına bakılarak Bağ-Kur ya da SSK’dan emekli olmaları sağlanıyordu.
Yeni bir yasa düzenlemesi yapılarak gurbetçilerin daha fazla para yatırıp daha az maaş alacakları bir düzenleme getirilmesi biz gurbetçilerin ekonomik şartlarının çok uzağındadır. Türkiye’deki emeklilik düzenlemesinin içinde bulunduğu sorunların sebebi ne gurbetçilerdir ne de yurtdışı emeklilik düzenlemesidir.
Ayrıca Danimarka’dan bir örnek ile durumu daha da açıklayalım. DK da iki türlü emeklilik uygulaması vardır; 1. Halk emekliliği; 65-68 yaşlarına ulaşan herkes prim yatırmadan halk emeklisi olurlar. 2. Emeklilik ise prime dayalı emekliliktir; Endüstri Emekliliği, burada yatırdığın prim kadar emeklilik maaşı alırsın.
Bu düzenlemeyi yaparken yurtdışında emekli olan vatandaşlarımızın ekonomik koşullarını ne kadar araştırdınız?
Kimlerle görüş alışverişinde bulundunuz?
İstatistik verilere baktınız mı?
Özellikle yaştan ve malulen emekli olup bir de kesintileri iyi olmayan yurttaşlarımızın emekli maaşları gerçekten asgari geçim düzeyinde kalmaktadır. Birçok yaşlı emekli gurbetçimiz geçim sıkıntısı çekmektedir. Türkiye’deki emeklilik birçokları için izine gidince geçimlerini sağlayacakları asgari bir kazanç düzeyindedir.
Aslında biz gurbetçilerin yurtdışı emeklilik konusunda beklentisi yeni düzenleme ile ‘mini job’ kısmi çalışma müsaadesinin getirilmesi yönünde iken tam tersine adeta yurtdışı emekliliği ortadan kaldıracak karakterde bir düzenleme getirilmiştir.
Bir seçmen olarak ben bu konunun peşini bırakmak istemiyorum.
Gurbetçi Kemal